Özel bir yazılım firmasının Genel Müdürü Baki Güner, yazılım programının aile hekimleri için önemini ve getirdiği kolaylıkları Medical Tribune’e anlattı.
1996 yılından beri Sağlık Bakanlığı merkezi uygulamalar ve birinci basamak yazılım programı yaptıklarını belirten Baki Güner, ilk sağlık ocakları otomasyonunu 2003 yılında Osmaniye’de tam otomasyonlu uygulamayla gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Türkiye’nin bütün illerinde 1500’e yakın sayıda kullanıcıya ulaştıklarını belirten Güner, “hedeflediğimiz rakam 2500 kullanıcıya ulaşmak. Doğru hizmet vermek için bu sayının üstüne çıkmak istemiyoruz. Bizim önceliğimiz hekimlere destek noktasında sıkıntı yaşatmamak. Çünkü hekimlerimiz bilişim teknolojisine %100 yakın değiller. Ama aile hekimliği ile beraber yaptıkları işin neredeyse %60’ı bilgisayarın başında geçer oldu. Bakanlığın planladığı bilişim alt yapısından dolayı da gece yarılarına kadar bilgisayarın başında olan hekimlerin olduğunu biliyoruz. Bilişime böyle uzak dediğimiz insanlar bilişimle içiçe olmaya başladılar. Bizim amacımız hekime bilgisayar başında harcadığı süreyi geri kazandırmak. Özellikle İstanbul’da bir aile hekimi bir günde 80’e yakın hastaya bakabiliyor. Biz hekimin 30 saniyede poliklinik kaydı girmesini sağlayabiliyoruz. Geriye kalan zamanı hastasıyla ilgilenerek geçirebiliyor.” diye konuştu.
Aile hekimliği yazılım programının getirdiği kolaylıklar:
1. Bakanlığa veri transferinde %100 performans
2. 30 saniye de muayene kaydı
3. Sık kullanılanlar listesi (ilaç, tanı)
4. Muayenede konulan tanılara hangi ilaçların hangi dozda yazıldığını hatırlatma
5. Bebekler için izlem- aşı, gebeler için izlem otomatik uyarı sistemi, muayene esnasında uyarılar
6. Muayene esnasında geriye dönük reçete bilgilerini görebilme ve kopyalayabilme olanağı
7. Geniş raporlama ve istatistik seçenekleri
Sistemin hekimlere getirdiği kolaylıkları anlatan Baki Güner sözlerine şöyle devam etti; “Aile hekimlerine özel geliştirilen yazılım programımızla aşılanmamış bir bebek, izlenmemiş bir gebe kalmıyor. Çünkü Türkiye’de ne yazık ki hala bebek ölümleri ve doğum sırasında anne ölümleri yaşanıyor. Bu sistemle bunlar en aza indirilecek diye düşünüyoruz. Hekimler hastalarıyla ilgili aldıkları psikolojik, maddi, manevi tüm özel notları güvenli bir şekilde kaydedebiliyor ve o hasta geldiğinde hekim bilgisayarının ekranındaki bir köşeden uyarı alıyor. En çok öne çıkan özellik ise hekim aynı anda birden fazla işlem yapabiliyor.”
Bu yazılımı gerçek anlamda yapan firmaların azlığına dikkat çeken Güner, “Bakanlıktan bunu yapıyorum diye güvenlik kodu almış firma sayısı 30’un üzerindedir. Ancak bunu güvenli ve gerçek anlamda yapan firma sayısı 6’yı geçmez” diye konuştu.
Aile hekimliği yazılımının sağlık ocaklarından farklı olduğunu belirten Baki Güner, “Sağlık ocakları zamanında bütün veri il sağlık müdürlüklerinde toplanıyordu, şimdi ise veri direkt Sağlık Bakanlığına gönderiliyor.Verinin işleme şekli değişti. Sağlık ocağı zamanında kayıtlar ebe ve hemşirelere zimmetliydi, şimdi o kayıtlar yalnızca hekimlerin sorumluluğunda.
Ayrıca aile hekimliği ile beraber hem bir standart geldi hem de UVS dediğimiz Ulusal Veri Sözlüğü oluştu.” diye konuştu.
Aile hekimliği yazılım firmalarının yaşadıkları sorunlara da değinen Güner, “Sağlık Bakanlığı merkezi uygulamada teknik olarak çok başarılı olamadı. Evet büyük bir iş yapıldı, 72 milyon insanın kaydı tek merkezde tutuluyor ama teknik olarak üretici ve kullanıcı tarafında sistem istediğimiz uyumda çalışmıyor. Merkezdeki alt yapı yetersizliğinden dolayı Bakanlığa veriler istenilen zamanda gönderilemiyor. Son 4 ayda Türkiye’nin neredeyse tüm illeri aile hekimliğine geçti. Özellikle İstanbul’da bilşim anlamında alt yapı yetersiz kaldı.” diye konuştu.
Aile hekimliği yazılımının hekimlere maliyetinin yıllık 600 TL olduğunu belirten Baki Güner, hekimlerin bu hizmete aylık 50 TL’ ye ulaşabileceklerini ifade etti.
http://www.medical-tribune.com.tr/content/yazilim-programlari-aile-hekimlerine-zaman-kazandiriyor